16 Kasım 2012 Cuma

Hayat, Seçiminle Güzel

Dün gece evde boş boş oturup müzik dinlerken (şu son zamanlar bu işi(!) yapmaya çok zamanım var) aslında hayatın bizi o kadar zorlamadığına karar verdim. Durumu aynen şöyle analizledim.

Hayat bize ufakta olsa güzellikler sunuyor. Mesela kasım ayının ortasında kış ayının dondurucu günlerine ramak kala havada güneş olabiliyor. Kış günleri yaklaşmışken mutlu olmamızı sağlayacak bi durum bence. Bu sadece şu an aklıma gelen bir örnek sadece.. Ama gelin görün ki iş yine bizde bitiyor.

Hepimiz şunu biliyor ve uyguluyoruz. Kim üzgünse hepimiz onun üzüntüsüne ortak olmaya çalışıyoruz. Daha çok ilgilenmeye çalışıyoruz veya daha çok soru soruyoruz. Kısacası daha çok ilgileniyoruz. Böyle bir üzüntülü olan kişi sevinçlerini belli bir süre sonra belli etmeye çekiniyor veya saklamaya başlıyor. Bahsettiğim sevinçler ufak sevinçler tabii. Genelde üzüntüsünü sıkıntısını paylaşıyor insanlarla..

En son bomba da "hayat beni çok yıprattı", "Hayat, neden sürekli ben" gibi yaygaralar çıkıyor ortaya. Bence bu tarz zelzenişlerin en büyüğüdür herkesin yaşadığı hayata laf atmak. Geniş kapsamlı düşünüldüğünde büyük oynanıyor çünkü.

Hayat aslında bize bir çok seçenek sunuyor. Bunu analizleyip seçmek tamamen bize ait. Örneğin birisine karşı duygusal bi bağ kurucaz. Kuruyoruz ve farz edelim ki karşıda ki adam sizi aldatıyo. Şimdi burada şuç hayatın mı, karşıdakinin mi? Bence burada suç tamamen sizin. Çünkü oturup o kişinin kim olduğunu sizin kafa yapınıza uygun olup olmadığını tam olarak karşılaştırmadınız. Kişi de sizden tam olarak tatmin olmayınca aldatma yönüne gidiyor mesela. Bu aldatanı savunmak mı? Asla. Bu haysiyetsizce bir davranıştır. (ki zaten de konumuz bu değil)

Her anımda dediğim gibi. Hayat aslında çok açılı... Pozitif açıyı mı seçicez negatif açıyımı bu tamamen bize bağlı.. Yanlış seçimlerimizde bize tecrübe kazandıracak, yaygara ve zelzeniş hakkı değil..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İncelenip, yayınlanacaktır. İlginiz İçin Teşekkür Ederim..

Eray AYDIN